Перевод: с турецкого на русский

с русского на турецкий

kapı almak

См. также в других словарях:

  • kapı almak (veya yapmak) — tavla oyununda bir haneye üst üste iki pul getirmek ve o hanenin karşı oyuncu tarafından kullanılmasını engellemek Altı bir geldi mi köşeyi kapacaksın, kapıları almayı asla unutmayacaksın. T. Uyar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapı yapmak — 1) bir şey istemek veya söylemek için karşısındakini önceden başka sözlerle hazırlamak Rumeli de bıraktığı çiftlikleri de anlattıktan sonra yaptığı kapıyı kâfi gördü. İşlere geçti. Ö. Seyfettin 2) ev gezmesi yapmak 3) kapı almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • komşu — is. 1) Konutları yakın olan kimselerin birbirine göre aldıkları ad 2) sf. Sınır ortaklığı bulunan, mücavir Komşu bahçeler arasında da pek kullanılmayan yan kapılar vardı. Ç. Altan Birleşik Sözler komşu açı komşu hatırı komşu kapısı kapı bir komşu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • demir — is., kim. 1) Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe) 2) sf. Bu elementten… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kanat — is., dı 1) Kuşlarda ve böceklerde uçmayı sağlayan organ Kuşun kanatlarını kısıp bir taş parçası gibi yere süzüldüğü gözümün önündedir. M. Ş. Esendal 2) Balıklarda yüzgeç 3) Bir uçağın havada durmasını sağlayan taşıyıcı aerodinamik güçlerin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • saya gezmek — çocuklar ramazanda ve özellikle bayramda çeşitli mâniler söyleyip kapı kapı dolaşarak ufak tefek hediye almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ara — is. 1) İki şeyi birbirinden ayıran uzaklık, açıklık, aralık, boşluk, mesafe 2) İki olguyu, iki olayı birbirinden ayıran zaman, fasıla 3) Kişilerin veya toplulukların birbirine karşı olan durumu veya ilgisi Öğrenciyle öğretmenin arasının daima iyi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kaldırmak — i 1) Bulunduğu yerden almak Örtüyü masanın üzerinden kaldır. 2) Yukarı doğru hareket ettirmek Gözlerini yüzüme kaldırdı. İkimiz de mavi mavi baktık. S. F. Abasıyanık 3) Yükseltmek Duvarı bir metre daha kaldırmalı. 4) nsz Ürün toplamak, taşımak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • açmak — i, ar 1) Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek Kapıyı açan hizmetçi benim kadın olduğumu anlamadı. S. F. Abasıyanık 2) Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak Örtüyü açmaya mecburum. R. H. Karay 3) Engeli kaldırmak Karla kapanan yolu… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»